Aromaterapi

Eylül 17, 2018 0 ile Sifa-i Ruh

 

Prof.Dr. Ulvi Zeybek

Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı

Eski Yunanca “therapeia” (bakım) ve “aroma” (koku) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen aromaterapi

terimi, 20. yüzyılın başlarında Fransız hekim René-Maurice Gattefossé tarafından oluşturulmuştur.

Fitoterapi’nin özel bir dalı olan aromaterapi, bitkilerden elde edilen uçucu ve sabit yağların, sağlığı koruyucu, bazı hastalıklarda tedaviyi destekleyici ve tamamlayıcı (komplementar) olarak kullanılmasıdır.

Aromaterapinin insan bedeni ve zihni üzerindeki olumlu etkileri kanıtlanmıştır.

 

Klinik çalışmalar devam etmekte, elde edilen bilimsel veri, bilgimve tecrübelerin derlenmesiyle aromaterapi daha da gelişmektedir. 1990’da İngiltere’de kurulan ve bazı klinisyen hekimlerin de katılımıyla 1996’da Almanya Münih’te temsilciliği açılan Doğal Yağlar Araştırma Birliği (NORA); Avusturya Fitoterapi Birliği (ÖGPhyt) ve Avusturya Doğal Tıp Hekimleri Birliğinin (GAMED) girişimleriyle kurulan Avusturya Bilimsel Aromaterapi Birliği (ÖGwA); Avrupa Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Forumu (EFCAM) ve Avrupa Doğal Tıp Birliği (ANME), bu alanda faaliyet gösteren kurumlardan bazılarıdır.

 

Aromaterapiyi güçlendirmek ve yaygınlaşmasını sağlamak için uluslararası projeler de yürütülmektedir.

Aromaterapi cilt ve solunum yoluyla etki eder.

 

Banyolar ve masaj yoluyla kan dolaşımını hızlandırmak, cildi canlandırmak, aroma lambalarından faydalanarak stresten arınmak, sakinleşmek, rahatlamak mümkündür.

 

Aromaterapi özellikle soğuk algınlığı, adale ağrıları, cilt tahrişleri, küçük yaralar, stres, uykusuzluk, huzursuzluk, ajitasyon ve hafif şiddetli depresyonda olumlu etki gösterir; bağışıklık sistemini uyarır ve konsantrasyonu arttırır.

 

Bazı ciddi hastalıklarda tedaviyi destekleyecek şekilde hekim gözetiminde kullanılabilir.

Aromaterapiden fayda görebilmek için, uçucu ve sabit yağların doğru tanımlanmışn tıbbi bitkilerden doğal yollarla elde edilmiş olması, içinde doğalanözdeş (identik) veya sentetik madde bulunmaması ve “bir maddenin ilaç veya zehir oluşu verilen doza bağlıdır” ilkesinden hareketle, uygun dozlarda ve doğru şekilde kullanılması gerekir.

 

Uçucu yağların kullanımı

Uçucu yağlar, tıbbi bitkilerin kök, rizom, yaprak, çiçek, meyve, reçinesindeki.. özel hücrelerde bulunan, bitkilerin salgı tüylerinde ve salgı ceplerinde çok küçük damlacıklar halinde biriken, eczacılıkta “drog” olarak isimlendirilen terpenik yapıdaki sekonder maddelerdir.

 

İris ve zencefil rizomlardan, çam ve sığla reçineden, defne ve ıtır yapraklardan,

gül ve yasemin çiçeklerden, limon ve portakal meyve kabuklarından, anason

ve rezene meyvelerden elde edilen uçucu yağlara örnek verilebilir.

 

Son otuz yıldır uçucu yağların bileşimindeki maddeler üzerinde yürütülen çalışmalar sonucunda influenza (grip)

virüsünün A, B ve C tipleri üzerinde etkili pekçok bileşen bulunmuş, viral hastalıklarda başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

 

Antiviral uçucu yağlardan ayrı ayrı veya karışım halinde hazırlanmış aerosol spreyler, ağız-boğaz mukozasındaki hücre zarı reseptörlerine ve civarda bulunan iltihaplı hücrelere etki ederek yeni virüslerin tutunmasını ve çoğalmasını engeller.

 

Antiviral uçucu yağlardan hazırlanan preparatlarla göğüs kafesinin ovulması da aynı etkiyi gösterir; ifrazatı arttırır ve atımını kolaylaştırır.

 

Antiviral uçucu yağlardan bazıları şunlardır:

 

Adi kekik (linalol tipi), anason, ardıç, baharat karanfil, defne, fesleğen,

Hint defnesi, Isparta gülü, kajeput, kara biber, kekik (mercanköşk), kuşdili, lavanta, limon, niaouli, oğulotu, ökaliptus, sarı çam, sedir, tarçın, tıbbi papatya, zencefil, zerdeçal.

Uçucu yağ karışımları

Özellikle kalabalık ortamlarda, havayı temizlemek ve gribal hastalıklardan korunmak amacıyla

Aşağıdaki uçucuyağ karışımları kullanılabilir:

 

Aroma lambasının altına mum yakılır, haznesine sıcak su dökülür, yukarıdaki karışımlarda belirtilen yağlar sıraylave belirtilen miktarda suya damlatılır.

Damla sayılarını iki katına çıkartmak etkiyi arttırmaz, aksine baskılayabilir.

Yukarıdaki karışım orta büyüklükte bir oda içindir. Büyük mekanlarda, homojen dağılım sağlayacak şekilde yerleştirilecek ikinci bir aroma lambasından faydalanmak daha uygundur.

 

Hint defnesi (Melaleuca cajeputi) 2 damla

Limon kabuğu (Citrus limon) 3 damla

Tarçın kabuğu (Cinnamomum camphora) 1 damla

Tatlı portakal kabuğu (Citrus aurantium) 1 damla

Melekotu uçucu yağı (Angelica archangelica) 1 damla

Tıbbi papatya (Matricaria chamomilla) 5 damla

Hint defnesi (Melaleuca alternifolia) 5 damla

Sedir (Cedrus sp.) 5 damla

Kajeput (Melaleuca leucadendron) 5 damla

Adi kekik (Thymus vulgaris) 2-3 damla

Limon (Citrus limon) 2-3 damla

Lavanta (Lavandula angustifolia) 2-3 damla

 

 

Aromaterapi

 

1 çay bardağı su içinde 1 yemek kaşığı nişasta hafif ateşte karıştırılarak pişirilir, üstü köpüklenince ateşten alınır, biraz soğuyunca içine 1 yemek kaşığı zeytin yağı veya kudretnarı yağı ilave edilip karıştırılır, cam kavanoza konur. İyi bir cilt nemlendiricidir. Çabuk bozulduğu için kullanılacağı zaman yapılmalı ve buzdolabında muhafaza edilmelidir.

100 ml zeytin yağı içinde 2 adet beyaz mum

veya 20 gr balmumu hafif ateşte karıştırılır, mumlar eriyince ateşten alınıp cam kavanoza konur. Yanıklarda,

 eziklerde ve soğuk havalarda idealdir. Serin ve karanlık bir yerde muhafaza

edilmelidir.

Sağlık Çevre  Kültür Dergisi